Şiir: Pablo Neruda
Seslendiren: Selah Özakın
Video: Ömür Eğribel
Kategori arşivi: video
Seni anca anladım Müşerref Hanım Teyze
şimdi seni çok iyi anlıyorum Müşerref Hanım Teyze
dökülmüş saçların değildi ki gizlediğin
bütün kaybedilmişleri gizliyordun
derin çizgilerinde yüzünün
ne ben gördüm güldüğünü
ne de sözünü etti senin
herkesi tiye alan Şerafettin
hani şu bilge delisi mahallenin
geceleri saklı ağlayan yaraları vardı Ballıkuyu’nun
Kadife Kale’nin arka bayırındaydı
büyük bir eşiği olurdu mutlaka her gecekondunun önünde
çingenesi
pomağı
kürdü lazı çerkezi
toplanırdı ayrı ayrı
birinde utangaç kızları
saklı sevdalarıyla yarı çocuk
yarı işçi
bıçkın delikanlıları ötekinde
apayrıydı her birinin gönül maceraları
kadınlarsa
yoksunluklarını saklayarak birbirlerinden
düşlerini kaynatırdı en görkemlisinde
sırdaş mektupçuyduk bizlerse
koşuştururduk o gruptan öbürüne
dedikoducuydu kadınları
ne yapsınlardı ya
geç gelirdi adamları
“allah ne verdiyse” denir
sarma
dolma
çiğköte
ne piştiyse o akşam için evde
ortaya konurdu
“bizim adam aç gözlü, doymaz! her gece ister sevişmek! aklısıra beni eskitecek!” derdi Meleke teyze
çingeneydi
gösterişi severdi
hasetten çatlatmak için kadınları
kızını kasaba gönderir
ardından bağırırdı bayır aşağı
“Arifeee!… yarım kilo kıyma alasın!… Unutmayasın!…”
yoksul tesellisi işte
çok eğlenirdik sıcak yaz gecelerinde
annem saraylıydı
bizi sokağa salmazdı
vali
öğretmen
doktor olmalıydı çocukları
mahalleye katışmamalıydı
işte böyle bir yaz akşamıydı yine
bizim gecekondu daha yarımdı
sokağa kaçmak kolaydı
atladım arka duvardan
çocuklar ordaydı
hepsi kurnazdı
acımasızdı
ben saftım diğer çocuklara göre
ne küfretmeyi bilirdim
dövüşmeyi ne de
çevirdiler etrafımı
niye başını örttüğünü anlattılar önce senin
onlara göre tek derdinmiş kelliğin
bir şey yapmalıymışım
onlarla arkadaş olmak için
bir gerçeğin ilanıymış kelliğini bildiğimizi yüzüne çarpmam
bunu bağırarak söylemeliymişim aralarına alınmak istiyorsam
ittiler beni senin pencerenin önüne
ordaydın
beş numara lamba
gölgeni düşürüyordu perdeye
kabul görmek için çocuklardan
haykırdım var sesimle
“KABAK KAFALI MÜŞERREF HANIM TEYZEEEEE!…”
gölgenden gördüm önüne eğişini başını
lamban kısıldı
kapandı
aylardan hazirandı
evinden kokular duyulduğundaysa temmuz
kimin kimsen yoktu
belediye kaldırdı cenazeni
şimdi üç aşağı beş yukarı
senin öldüğün yaştayım
hâlâ duruyor saçlarım
ama ah Müşerref Hanım Teyze
artık neymiş anladım ben de
çıplak
ve acı gerçeğin vurulması yüze.
Şiir: Selah Özakın
Seslendiren: Selah Özakın
Video: Ömür Eğribel
Kirtim kirt
Şiir: Enver Gökçe
Seslendiren: Selah Özakın
Video düzenleme: Ömür Eğribel
Selah Özakın ile Hayata Dair
Önsöz TV’nin Selah Özakın’la hayata dair söyleşisi
direnç şafağı karşılaması
şurada
tam şu kaldırımın sağında
aklı yarında kalmış bir çocuk yatıyor
biraz kırgın bakıyor bana
biraz küs
ve bizzat beni
üstünüze alınırsanız eğer
elbet de sizleri
yani yüreğinde
insanca yaşamaya dair
söyleyecek sözü olan herkesi derbeder kılan bir çift sözle perişan eyledi
peki dediği neydi
şuydu
“yaşlanmak zor olandır bu şartlar altında
neden dersen selah amca
bu coğrafyada
ilk kez kendi devrimini aramaya karar kıldı gençlik
üstelik dağda bayırda da değil
bütün sokaklarda
bütün meydanlarda
ve selah amca
inanması zor gelir belki sana ama
bütün halklar yan yana
omuz omuza bu kavgada
yolun düşerse eğer barikatlarımıza
bir tas su almayı unutma yanına
malum
güvercinler
ilaçlı su içemiyorlar ya
bir de selah amca
eğer sana zahmet olmazsa
bizlerden biri için
bir hırka koy çantana
direniş şafakları
biraz serin söküyor da”
selah
02:45
14 07 2013
Şiir: Selah ÖZAKIN
Yorum : Deniz Karaca [ Eyila ]
Abbasağa Parkı’nda Nuriye-Semih için destek oturumu
Abbasağa Parkı’nda Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek oturumu
Yirmi üç Nisan iki bin üç
Yirmi üç Nisan iki bin üç
Bugün 23 Nisan
Annem tutuşturdu elime renkli bayrakları.
Kırmızı…
Islaktı.
Yapış yapış kan!…
Kan!…
Kandı.
Sarı…
Aç ve korkunç yorgun Irak’lı çocukların yüzü.
Sapsarı!
Mavi…
Artık mavi değil
Maviyi unuttular.
Sorsanız “Ne renk?”
Duman!…
Duman!…
Gökyüzü.
Yeşil…
Marsık kokan ağaçlar…
Yenik düşmüş petrole
Ve patlayan dolar yeşiline.
Yemişleri talan…
Özgürlük yalan!
23 Nisan!…
Nasıl “Neşe dolar insan?”
İstemem anne.
Renkli istemem.
Bana ölü çocukların rengini ver.
Hani tüm renkleri yutan…
Beyaz be anne!…
Beyaz!
Hani sardıkları…
Ölü çocukları.
selah
2003